Merkantalizm

Merkantalizm Nedir? Doğuşu, Zayıflaması ve Çöküşü Nasıl Oldu?

14. yüzyıldan 17. Yüzyılın sonuna kadar etkinliğini göstermiş siyasal ve ekonomik bir akımdır. Merkantalizm, Avrupa bölgesinde ortaya çıkmıştır. Devlet müdahalesinin oldukça etkin olduğu bir dönemdir. Dünya üzerinde çeşitli etkiler bırakmış, Afrika ve Uzak Doğu bölgelerinin sömürge haline gelmesine sebebiyet vermiştir.

Merkantalizm Nedir?

Merkantalizm’de amaç fazla altın stoğuna sahip olmaktadır. Ülke zenginliğinin göstergesi hazinenin sahip olduğu altın miktarıdır. Ödemeler dengesinde oluşan fazlalık, ekonomik ve siyasal gücün yüksek olduğunu simgeler. Önceki uzun savaş dönemlerinde oluşan finansman ihtiyacı bu düşüncede etkili olmuştur. Bu dönemde üretim bir sorun olarak görülmüş ve aşırı önem kazanmıştır.

Devlet müdahalesinin aktif olduğu bu dönemde, ihracat son derece önemlidir. İthalat ise kısıtlanan, sadece ham madde açısından değerli gözüyle bakılan bir alışveriş biçimidir. İthalatın ham madde konusunda esneklik kazanmasının nedeni ise işlenen ham maddenin ihraç malı haline getirilmesidir. Ancak işlenmiş ürünlerin ithalatında fazlasıyla kısıtlama söz konusudur. Özetle  “Çokça sat, alacaksan da satmak için al” şeklinde yorumlayabiliriz.

Merkantalist Akımının Doğuşu

Merkantalist akımının oluşmasının ve ilerlemesinin bazı sebeplerini

  • Hızlı nüfus artışı
  • Deniz aşırı ticaretlerin gelişmesi
  • Feodal beyliklerin zayıflaması, ulusal devlet anlayışı ve ulusal devlet otoritesinin artması
  • Ticaret sınıflarının gelişmesi ve önem kazanması
  • Rönesans’ın kültürel etkileri
  • Keşfedilen değerli madenler
  • Dinsel görüşlerin servet konusunda değişmesi

şeklinde sıralayabiliriz.

Feodal beyliklerin zayıflamasını sağlayan en önemli sebeplerden birisi merkantalist dönemde uluslararası birlik kurulması olmuştur. Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç gibi ülkeler bu dönemde ulusal birlik oluşturmuşlar ve birbirlerinin destekçileri konumuna gelmişlerdir.

Bu dönemde önemli bir çelişki söz konusudur. Uluslar birbirlerinin destekçisi halindeler ve hepsi altın stoğunu arttırmak istiyor. Ek olarak ithalat konusunda tüm uluslarda kısıtlama söz konusu. Elbette gerekli malların ithalatı söz konusudur ancak tüm ülkelerin bu tutumu coğrafi keşiflerin hız kazanmasına ve yeni sömürgeler oluşmasına sebebiyet vermiştir. Merkantalist dönemde Afrika ve Uzak Doğu bölgeleri sömürge halinde gelmiştir. Bu sömürgeler, özellikle tarımsal ürünlerde ham madde için iyi bir kaynak olarak görülmüş ve işlenen mallar içinde bu bölgelere iyi bir pazar gözüyle bakılmıştır. Bu durum uluslar için deniz filosunun önemini arttırmış ve iyi bir ordu ihtiyacı da doğurmuştur.

Hükümdarlar deniz politikasını ve uluslararası ticareti kontrol altına almak için belirli bölgelerde deniz ticareti imtiyazlarını belirli şirketlere vermiştir. Bu şirketler monopson (tek alıcı) ve ya monopol (tek satıcı) güçleri yaratmışlardır. Bu durumun sonucunda yüksek karlar elde ederek, hükümdarların servetlerinin artışlarında büyük rol oynamışlardır.

Bu şirketlere birkaç örnek vermek gerekirse

British East Indian Company ve Hundson Bay Company örnek verilebilir.

British East Indian Company; 31 Aralık 1600 yılında Londra’da kurulmuştur. Hindistan bölgesine seferler düzenlemiştir. Kuruluşunda İngiliz donanmasının, İspanya donanmasının ağır yenilgiye uğratması büyük önem taşımaktadır. 1874 yılında çalışmaları durmuştur.

Hundson Bay Company; hala aktif olan bu şirket Londra’da 2 Mayıs 1670 yılında kurulmuştur. Dünyanın en eski şirketlerinden biri olmakla beraber, Kuzey Amerika’nın en eski şirketi olarak bilinmektedir.

Merkantalizmin Zayıflaması ve Çöküşü

Merkantalizm sanayi devrimi ile zayıflamaya başladı ve yerini yavaş yavaş liberal görüşlere bıraktı. Sanayi devriminde insan gücü zayıflamış ve yerini buhar gücü almıştır. Kas gücü ile üretim oldukça azalmış ve makinalar ile üretim kolay hale gelmiştir. Bu durumun sonucunda büyük fabrikalar kuruldu ve sorun gözüyle bakılan üretim artık sorun olmaktan çıktı.

Sanayi devriminin İngiltere’de çıkmasıyla üretim eskiye göre daha kolay ve hızlı bir hal aldı. Ancak İngiltere için bir sorun vardı. Merkantalist görüşler karşısında üretilen malları satmak oldukça zordu. İngiltere’de ki sanayi devriminin güzel sonuçlar vermesi için merkantalist görüşün yıkılması gerekiyordu.

Merkantalizm eleştirilen bir akım olma yolunda ilerlemeye başladı. İlk ciddi eleştiri ise İskoç filozof David Hume tarafından Politicial Economy ile 1752 yılında yapıldı.

David Hume, her ulusun altın stoğunu arttırması, kendiliğinden ortaya çıkan yok edici bir mekanizmanın oluşmasına sebebiyet vereceğini savundu. Bu düşünce fiyat-altın mekanizması adını aldı.

Fiyat-Altın Mekanizması Nasıl İşler ve Miktar Teorisi

Ödemeler dengesinde fazla vermek (ülkenin fazla altına sahip olması) piyasada yer alan para arzının (miktarının) artmasını sağlar. Artan para miktarı ise Miktar Teorisini harekete geçirir. Miktar Teorisine göre artan para miktarı ülkede enflasyona sebep olur ve ülkede yer alan malların pahalılaşmasını sağlar. İthal malların ise yerel mallara göre ucuzlamasına neden olur. Malların pahalılaşması ise o mallara olan talebi azaltır ve hane halklarını ucuz ithal mallara yönlendirir. Bu durumun sonucunda ise ithalat artar, ihracat azalır ve artış gösteren altın stoğu yerini azalmaya bırakır. Özetle fazla bulunan altın stoğu pahalılaşma nedeniyle doğal bir şekilde dengeye gelir.

Merkantalizmi sona getiren en önemli kişi ise Adam Smith olmuştur. Adam Smith, Ulusların Zenginliği ile merkantalizmin çökmesini sağlamış ve yerini klasik liberal görüşe bırakmasına neden olmuştur.

 

 

 

 

 

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir